Böbreğin her türlü büyümesine ya da şişmesine hidronefroz denir. Gebeliklerin %3’ünde anne karnındaki bebekte idrar yolu anomalisi (bozukluğu) görünür. Bunların büyük bir çoğunluğu böbrek büyümesi ile birlikte bulunur.
Böbrek büyümesinin başlıca nedenleri, idrar yolunda tıkanıklık, idrarın idrar kesesinden yukarı kaçması (vezikoüreteral reflü) ve bunlar olmaksızın böbreğin kistik ya da tümöral büyümelerdir.
Bu anomalilerin çok azında (%5’ten az) ağır idrar yolu tıkanıklığı bulunur ve bu durum gebelik sırasında yapılan ultrasonografi (USG) ile anlaşılır. Anne karnında iken ağır idrar yolu tıkanıklığı belirlenen bebekler gebelik süresince daha yakın izlenmeli ve doğumdan sonra da bu bebeklerin incelenmesi acil olarak yapılmalıdır.
Böbrek büyümesi tek taraflı olan bebekler, bu büyümeye neden olan idrar yolu tıkanıklığının derecesi ve nedeni ne olursa olsun, anne karnında iken hiçbir müdahaleye gerek olmaz.
Böbrek büyümesi iki taraflı olan bebekler anne karnında iken annenin kese suyu (amnion sıvısı) azalırsa, bebeğin akciğerlerinin gelişimi iyi olmaz ve ancak bu nedenle anne karnında müdahale (ki bu müdahale açık ameliyat değildir) gerekebilir. Bu müdahaleye karar vermek için konunun uzmanı olan kişiler (çocuk üroloğu/çocuk cerrahisi uzmanı, perinatoloji uzmanı ve yenidoğan uzmanı) hastayı birlikte ve ayrıntılı olarak değerlendirmelidir. Bu tür uygulamalardaki başarının çok sınırlı olduğu, bebeğin kaybedilebileceği gibi riskler bilinmelidir.
Anne karnındaki bebeğe endoskopik ya da açık ameliyat rutin bir uygulama olmayıp, ancak çok özellikli ve ender durumlarda, dünyanın sayılı merkezlerinde yapılan bir işlemdir.
Böbrek ya da idrar yolları genişlemesinin nedeni idrar yollarında tıkanıklık ya da daralma olabileceği gibi, bu durum hiçbir tıkanıklık olmadan idrar kesesinden böbreklere idrar kaçışı nedeniyle de ortaya çıkabilir. Anne karnında idrar yolu genişlemesi görülen bir bebeği değerlendirmek için doğduktan sonra yapılması gereken ilk işlem, idrar yollarının ayrıntılı bir ultrasonografi (USG) incelemesidir.
Eğer anne karnındayken bebekte iki taraflı idrar yolu genişlemesi ile birlikte idrar kesesi de geniş olarak görülmüşse, bu durum acil değerlendirme gerektirir ve USG incelemesi bebek doğduğu gün yapılmalıdır. Bu bulguların doğumu takiben devam etmesi halinde karşılaşılabilecek en ağır anomali idrar kesesi çıkışındaki darlıktır ki (posterior üretral valv), bu da böbreklerin, hatta bazen bebeğin yaşamının korunabilmesi için acil müdahale gerektiren bir durumdur.
Anne karnındayken idrar kesesi genişlemesi görülmemişse, USG incelemesi doğumu takiben 3-4 günden önce yapılmamalıdır ki daha iyi sonuç elde edilebilsin. Neden mi? Bebek doğduktan sonraki ilk 2-3 gün vücudundan su kaybeder (bildiğiniz gibi o günlerde kilo verdiği görülür) ve bu özelliği nedeniyle USG bulgusu da yanıltıcı olur. İdrar yolunda genişleme olduğu halde yok zannedilebilir.
Doğum sonrası yapılan USG’de yalnızca böbrekte genişleme varsa (hidronefroz), böbrek çıkışında darlık düşünülür.
İdrar yollarındaki anomalinin (bozukluğun) tanısını doğru koyabilmek için USG incelemesinde böbrekler, aşağı idrar kanalı, idrar kesesi ve idrar kesesinin çıkış kısımları milimetrik ölçümlerle ayrıntılı bir şekilde incelenip kaydedilmelidir. Bu şekilde yapılmayan bir USG değerlendirmesi idrar yolları anomalilerinin tanısı için yeterli olmaz. Böbrekle birlikte aşağısındaki idrar yolunda da belirgin genişleme varsa (hidroüreteronefroz), idrar kanalının idrar kesesine açıldığı yerde darlık (üreterovezikal darlık, üreterosel) olabileceği gibi, herhangi bir darlık olmadan da idrar kanalında genişleme olabilir (megaüreter). Tek taraflı ya da iki taraflı böbrek ve idrar yolu genişlemesi, hiçbir tıkanıklık ya da darlık olmadan, idrarın yukarı idrar yollarına kaçışı (vezikoüreteral reflü) nedeniyle de ortaya çıkabilir. Bu rahatsızlıkların kesin tanısını koymak için USG değerlendirmeleri sonrasında konunun uzmanı olan hekim (çocuk ürolojisi/çocuk cerrahisi, çocuk nefrolojisi uzmanı) daha sonra hangi incelemeleri yapması gerektiğine karar verir.
İdrar yollarındaki genişleme orta ve ileri derecede ise bunların kesin tanısının konması gecikmemelidir. İncelemelerin ardından hangi durumda ilaç tedavisi, ameliyat ya da yalnızca takip gerekeceğine yine konunun uzmanı olan cerrah ve çocuk nefrolojisi uzmanı çoğu zaman birlikte karar verir.
Hastalığın şiddetine göre, ameliyat öncesinde ya da takip sürecinde gerek görüldüğünde antibiyotik de verilebilir.
Tedavi, kesin tanıya göre değişir.
Olay idrar yolunda darlığa bağlı ise, darlığın yerine ve şiddetine göre yapılacak tedavi/ameliyat değişir.
Böbrek çıkışında olan darlığa üreteropelvik darlık denir ve bunların büyük bir çoğunluğu hiçbir tedavi gerektirmez. Ancak şiddetli darlıklarda erken ameliyat o böbreğin korunması ve kurtulması için önemlidir. Bu karar ancak ayrıntılı incelemelerden sonra verilir.
İdrar kanalının idrar kesesine girdiği yerde darlık varsa buna üreterovezikal darlık denir. Bunların da hangi durumlarda ameliyat edilmesi gerektiği yine yapılacak ayrıntılı incelemeler ile kararlaştırılır.
İdrar kesesi çıkışındaki darlıklara (posterior üretral valv) mutlaka ve en kısa zamanda ameliyat gerekir. Bu ameliyat genellikle kapalı yöntemle (sistoskopi) gerçekleştirilir.
İdrar yollarındaki genişleme idrarın idrar kesesinden yukarı kaçışı (vezikoüreteral reflü) nedeniyle ise bunların da neredeyse tamamına yakınına başlangıçta ameliyat gerekmez. Bir kısmı antibiyotik verilerek takip edilir. Hafif reflülü hastalara çoğu zaman antibiyotik bile verilmesi gerekmez. Reflülü hastalar takip edilirken idrar yolu enfeksiyonu geçirip geçirmedikleri mutlaka değerlendirilmelidir (ayrıntı için vezikoüreteral reflü başlığına bakınız).
Prof. Dr. Ünal Zorludemir
Çocuk Cerrahisi ve Çocuk Ürolojisi Uzmanı
Bu web sitesinde gezinme deneyiminizi geliştirmek için çerez kullanılır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek, çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.