Testisler ilk olarak karın içinde böbreklerin altında ortaya çıkar. Gebeliğin 23. haftasından itibaren torbaya (skrotum içine) doğru uzanırlar. Sağlıklı doğan her erkek bebekte iki testis de torbada olmalıdır. Testislerden birinin ya da ikisinin torbada olmamasına, ilk geliştiği yer olan karın boşluğu ile torba (skrotum) arasındaki iniş yolu üzerinde bir yerde kalmasına inmemiş testis denir.
İnmemiş testis, normal gebelik süresi sonunda yeni doğmuş erkeklerin %3’ünde bulunur. Bir yaşına gelince bu oran %1’e düşer. Prematürelerde bu oran %30’dur.
Bebek doğduğunda testislerden biri ya da ikisi torbada değilse, altı aylık oluncaya kadar torbaya inme şansı vardır. Bu şansın derecesi testisin bulunduğu yerle ilgilidir. Testis torbaya ne kadar yakınsa, kendiliğinden torbaya inme şansı da o kadar yüksektir. Altıncı aydan sonra testislerin torbaya inme şansı çok azalır. Bir yaşından sonra ise bu şans yoktur.
İnmemiş testislerin yaklaşık %80’i ele gelir. %60-70’i tek tarafta olur. Daha çok sağda görülür.
Testislerden biri ya da ikisi torbada değilse aşağıdaki ihtimallerden biri söz konusudur:
· Kasıkta olabilir (normal büyüklükte ya da küçük bir yapıda)
· Karında olabilir (normal büyüklükte ya da küçük bir yapıda)
· Kasık ya da karın dışında bir yerde olabilir (ektopik testis: karşı torbada, uylukta, makat çevresinde…)
· Hiç gelişmemiş olabilir ya da anne karnında iken küçülüp yok olabilir.
Testisin karından torbaya iniş yolunun dışında bir yerde bulunmasına ektopik testis denir. Bu anormal yerleşimli testis kasıkta (inguinal bölgede), karşı torbada (skrotumda), makat çevresinde (perine), bacağın iç yüzünde (uylukta) ya da penisin ön tarafında olabilir.
İnmemiş testislerin yaklaşık %20’si ele gelmez (palpe edilemeyen testis). Testis ele gelmiyorsa olasılıklar: çok küçük olması (atrofik testis), karın içinde veya kasıkta derinde olması ya da o tarafta hiç testis olmamasıdır.
Testis ele gelmiyorsa, özellikle de penis boyutları iyi değilse, altta yatan sistemik hormonal bir rahatsızlık olup olmadığı –kromozom incelemesi dahil- araştırılmalı, bu sonuçlanana kadar sünnet de yapılmamalıdır. İnmemiş testisle birlikte, idrar çıkış deliğinin çok gerilerde olduğu durumlarda da benzer nedenlerle inceleme yapılmalıdır.
İnmemiş testisin oluşmasında çeşitli genetik ve çevresel faktörler etkilidir. Ancak, bunun kesin nedenini açıklayacak doğru bir moleküler ve genetik süreç henüz bilinmemektedir. Prematürelik (erken doğum), düşük doğum ağırlığı, annede diabet (şeker hastalığı) olması, siyah ya da Hispanik ırk, ailede inmemiş testis öyküsü ve gebelikte aşırı kola alımı testisin geç inmesinde etkili faktörler olarak ileri sürülür.
Doğuşta torbada olan bir testis sonradan çeşitli nedenlerle yukarıya kaçabilir (edinsel kriptorşidizm). Bunun kesin nedeni bilinmemektedir. Utangaç (retraktil) testislerde bu risk daha fazladır. Bu nedenle utangaçlığı çok belirgin olan testisleri, hastanın özelliğine göre 6 ay-1 yıl aralıklarla düzenli takip etmek gerekir.
Ayrıca kasık bölgesindeki fıtık, hidrosel gibi bazı ameliyatlardan sonra da testis yukarı kaçabilir.
Hangi nedenle olursa olsun, testis torbaya hiç inmeyecek şekilde kasık bölgesine kaçmışsa ve sürekli kasıkta ise tartışmasız olarak ameliyatla torbaya indirilmelidir.
Günümüzde genellikle kabul edilen görüşe göre, 1-2 yaş arasında torbaya indirilmeyen testiste sperm hücrelerini taşıyan kanalların tıkanma riski çok yüksektir. Bu da ileride çocuk sahibi olma şansını azaltır.
İnmemiş testiste ileride 2-5 kat daha fazla kanser gelişme riski olduğu bildirilmiştir. Testisin erken indirilmesi bu riski -sıfıra düşürmese de- azaltır.
Ayrıca, inmemiş testisin damarlarının dönmesi (torsiyon) ve travmaya uğrama riskleri de inmiş olanlara göre daha yüksektir.
Doğuştan hiç inmemiş olan bir testis , 1 yaşını doldurmuş çocukta artık bekletilmeden cerrahi olarak indirilmelidir.
Günümüzde birçok yayın, 6 aydan sonra testisin kendiliğinden torbaya inme şansı olmadığı için, 6 ayını geçmiş bir çocukta testisin bekletilmeden ameliyatla torbaya indirilmesi gerektiğini vurgular. Bu görüş artık klasik kitaplara da geçmiştir.
Çocukta aynı tarafta inmemiş testisle birlikte kasık fıtığı da varsa, kasık fıtığının boğulma tehlikesi her an var olduğu için, bebek 6 aylıktan da küçük olsa en kısa zamanda ameliyat edilmelidir.
Daha önce torbada görülen, yani inmiş olan testis sonradan kasığa kaçmışsa buna asendan testis denir. Germ hücre sayısının azalmasından dolayı (kısırlık riski) bunların da inmemiş testis gibi değerlendirilmesi önerilir ve bekletilmeden cerrahi olarak torbaya indirilmelidir.
İnmemiş testis hormon tedavisiyle de indirilmeye çalışılsa da, günümüz tıp bulgularına göre bunun yeri neredeyse kalmamıştır. En doğru tedavi seçimi, inmemiş testisin ameliyatla torbaya indirilmesidir.
Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, testisi torbaya indirmek için tek başına hormon tedavisinin etkisi ve yararı çok yetersizdir. Bu nedenle, zaman zaman uygulayanlar olsa da, hormon vererek testisi torbaya indirme yöntemi yıllardır rafa kaldırılmıştır ve benimsenmemektedir. İnmemiş testisi aşağı indirmek için değil ama o testisin daha iyi çalışması için ameliyattan önce hormon verilmesi uygulamalar arasındadır. Testisi torbaya indirmenin günümüzdeki en geçerli yolu ameliyattır.
İnmemiş testisin torbaya indirilmesi kısırlık riskini azaltır ama tamamen ortadan kaldırmaz. İki taraflı inmemiş testisi olanların çocuk sahibi olma şansı çeşitli yayınlara göre %35-65 arasında değişir. Tek taraflı inmemiş testisi başarılı bir ameliyatla erken indirilen, diğer testisi torbada (skrotumda) ve sağlıklı bir yapıda olan kişinin çocuk sahibi olma şansı neredeyse normale yakındır (%81-90 arasında).
Çocukta böyle bir ameliyatın yapılabilmesi için genel anestezi dediğimiz, hastanın uyutulması dışında başka bir çare yoktur. Konu hakkında bilgisi olmayan birçok kişi genel anesteziyi çok korkulacak bir yöntem zanneder. Oysa, genel anestezi almasında sakınca olmayan sağlıklı bir çocuk için bu anestezi yönteminin riski, güvenilir ellerde ve güvenilir bir sağlık kurumunda hayati riski yok denecek kadar azdır. Hatta ben bunu yıllardır şu örnekle açıklarım: ülkemizde kara yolunda –hatta otoyolda bile- araçla gitmenin riski, genel anesteziden çok daha yüksektir.
Doğuştan inmemiş testisin ameliyat başarısı, yani torbaya indirilmesi ve ondan sonra orada sağlıklı olarak yapısını koruması, testisin bulunduğu yere (kasık, karın vs), testisin damarlarının ve duktus deferens dediğimiz kanalının yapısına ve ameliyatı yapan cerrahın tecrübesine göre değişir. Cerrah, hastayı muayene edip değerlendirdikten sonra bu konuda bir rakam verebilir.
Kasıktaki bir inmemiş testisin ameliyat başarısı %98-99'a kadar çıkar.
Unutulmamalıdır ki, her cerrahi işlemin bir riski vardır. Bu risklerin (komplikasyon) en hafifi ameliyat yerinde enfeksiyon gelişmesidir.
Her şeyden önce, kasıkta bile olsa, her testisin torbaya sağlıklı bir şekilde indirileceğinin garantisi yoktur. Başarıyı belirleyen en önemli etkenlerden biri testisin damarlarının uzunluğudur. Bazı durumlarda karın içine uzatılan kesiyle testisin damarlarını serbestleştirmek gerekebilir (testisin ana damarı böbrek damarından geliyor). Ayrıca, testis karında ise, yeri ve uzaklığı nedeniyle o testisi sağlıklı olarak aşağı indirebilme başarısı biraz daha düşer. Bunlara ek olarak, ameliyatı yapacak cerrahın bu konudaki tecrübesi ve titizliği başarıyı etkileyen en önemli faktörlerdendir.
İnmemiş testis ameliyatının en önemli komplikasyonlarından biri, -indirilse bile- testisin küçülüp atrofiye gitmesi, sonra da yok olmasıdır. Görünürde testisin damarlarında hiçbir yaralanma olmasa, damarlar gergin olmasa bile, ameliyattan sonra erken dönemde testisin damarlarında oluşabilecek bir spazm, buradan geçen kanın azalmasına ve testisin giderek küçülmesine, hatta yok olmasına sebep olabilir.
Ergenlik (adolesan) döneminden sonra başvuran doğuştan inmemiş testisin çocuk sahibi olmaya katkısı olmayacaktır ve kanser gelişme riski yüksektir. Onun sağlayacağı tek avantaj olan testosteron hormonu dışarıdan ilaç şeklinde de verilebilir. Bu nedenle artık o testisi almak (orşiyektomi) en çok benimsenen yöntemdir.
Torbada ya da kasıkta testis ele gelmiyorsa, karşı torbada (skrotum), uylukta ya da makat civarında (perineal bölge) olup olmadığı muayene ile değerlendirilmelidir (ektopik testis). Testis buralarda da yoksa ve ultrasonografi (USG) ile de kasık bölgesinde belirlenememişse, karın boşluğunda olabilir.
Testisin torbada olup olmadığını değerlendirmenin doğru yöntemi muayenedir. Konunun uzmanı olan bir hekimin muayenesi esastır. Utangaç testis bile ultrasonografi esnasında kasıkta olabilir. Hiçbir görüntü yöntemi (ne USG ne de MR) testisin torbaya indirilip indirilemediğini, inince torbada durup durmadığını değerlendiremez. Bu nedenle inmemiş testis değerlendirmesi için önce yapılması gereken dikkatli bir muayenedir. Eğer muayene ile testis ele gelmiyorsa, kasık bölgesinde derinde ya da küçük bir testis var mıdır diye ultrasonografi incelemesi yararlı olur.
İnmemiş testis ele gelmiyorsa, öncelikle karında böyle bir testisin olup olmadığından emin olmamız gerekiyor. Bunun için manyetik rezonans görüntüleme (MR) dahil birçok görüntü yöntemi vardır. Ancak bu yöntemlerin hepsinin de değeri sınırlıdır. Karında bir testis olup olmadığını anlamanın günümüzdeki en iyi yöntemi laparaskopi ile karnın içinin araştırılmasıdır (Resim). Diğer yöntemlere başvurmak gereksiz masraf ve zaman kaybından başka bir şey değildir.
Görüntü yöntemleri ancak kasık bölgesinde (derinde normal büyüklükte ya da yüzeyel olarak küçük bir yapıda) var olan bir testisi göstermekte yararlı olur. Bunun için de ultrasonografi (USG) yeterlidir.
Laparaskopi, hem karında testis olup olmadığını araştırmak hem de aynı anda tedavisini gerçekleştirmek açısından gereklidir.
Karında testis varlığını araştırmanın iki önemli amacı vardır:
1-Ele gelmeyen testis neredeyse araştırıp bulmak ve doğru zamanda torbaya indirerek hem çocuk sahibi olma hem de erkeklik hormonu salgısı açısından işe yaramasını sağlamak.
2-İnmemiş testisin kanserleşme riskinin yüksek olduğunu biliyoruz. Gözle görünmeyen, elle muayene edilemeyen bir yerde bulunan testiste kanser geliştiği takdirde fark edilmesi çok geç olur. Hatta kanser vücuda yayılacak kadar ilerlemiş olabilir. Karında olan bir testis torbaya indirilirse, onda gelişebilecek bir büyüme vb. değişiklik erkenden fark edilir. Bu nedenle, çocuk sahibi olma yönünden yararı şüpheli bile olsa, karındaki bir testis –mümkünse- torbaya indirilmelidir.
Karındaki bir testisin mutlaka normal yapıda olacağına dair garanti yoktur. Karındaki testis normal büyüklükte olabileceği gibi, normalden çok küçük, hatta işe yaramaz bir yapıda (atrofik) da olabilir. Bazen karında hiç testis bulunmayabilir.
Laparaskopi, karındaki testisin hem varlığını araştırmak hem de mümkünse bu testisi torbaya indirmek için yararlı ve gerekli bir yöntemdir. Karında testis olup olmadığı araştırıldığında karşılaşılabilecek ihtimaller şunlar olabilir:
1. Karında normal büyüklükte testis olabilir. Bu durumda;
o Testis kasık kanalına yakında ise aynı seansta torbaya indirilir.
o Kasık kanalından uzak olan testis iki seanslı bir operasyon planı ile torbaya indirilir. İlk laparaskopi esnasında –tedavinin birinci basamağı olarak- testisin bazı damarları kesilir, başka damarların daha da gelişmesi için zaman kazanılır, 3-6 ay sonra ikinci seans laparaskopi ile testis torbaya indirilir.
2. Testis normalden küçük olabilir. İşe yaramayacak kadar küçük (atrofik) olan testis genellikle aynı seansta çıkarılır.
3. Hiç testis dokusu bulunmayabilir.
1-ÇOCUĞUNUZ DOĞALI 6 AYI GEÇTİĞİ HALDE TORBASINDA TESTİS GÖRMÜYORSANIZ HEMEN BİR UZMAN HEKİME BAŞVURUNUZ.
2-TORBADA TESTİS OLMAMASI HER ZAMAN İNMEMİŞ TESTİS DEMEK DEĞİLDİR.
3-İNMEMİŞ TESTİSİN TANISI İÇİN İLK İŞLEM BİR UZMAN HEKİMİN MUAYENESİDİR.
Prof. Dr. Ünal Zorludemir
Çocuk Cerrahisi ve Çocuk Ürolojisi Uzmanı
Bu web sitesinde gezinme deneyiminizi geliştirmek için çerez kullanılır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek, çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.