Sünnet, penisin ucundaki deri fazlalığının kesilerek çıkarılmasıdır ve değişik yöntemlerle yapılabilir. Hangi yöntemle yapılacak olursa olsun, sünnet cerrahi bir işlemdir, bir ameliyattır. Bu nedenle, sünnet olacak çocuk diğer yönlerden sağlıklı olmalıdır.
Sünnet yıllarca düğün salonlarında yapılagelmiştir. Ancak, sünnet bir cerrahi işlem olduğuna göre mutlaka hijyenik ortamda yapılmalıdır. En ideal hijyenik ortam da hastanedeki ameliyathanedir. Başkalarına bir şey olmadı diye sizin çocuğunuza da bir şey olmayacağı söylenemez. Kaldı ki, uygun ortamda yapılmayan ve enfeksiyon, peniste eğrilik, derinin fazla ya da az çıkarılması, lokal anestezi ilaçlarına karşı gelişen önemli yan tesirler gibi komplikasyonların geliştiği sünnetleri başka aileler duymamakta, ama biz o komplikasyonları düzeltmek için ciddi çabalar sarf etmekteyiz.
Ülkemizde hekimin olmadığı yıllarda sağlık memurları birçok görevi yerine getirdi. Sıtmayı, trahomu vb. birçok hastalığı sağlık memurları teşhis ve tedavi etti. O günlerin gerçekleri öyleydi. 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren bu işin yasal sorumluluğu tamamen hekimlere bırakılmış durumda. Artık hekim olmayan bir fenni sünnetçinin sünnet yapması yasa ile yasaklanmıştır. İdeal olan, sünneti eğitim almış uzman hekimlerin yapmasıdır.
Sünnetin ideal olarak 2 yaşından, hatta 1 yaşından önce yapılması en iyisidir. Böylece çocuk bu işlemden psikolojik olarak hiçbir kalıcı rahatsızlık duymaz. 2-6 yaş arasındaki çocuğun pipisinin tamamen kesileceği korkusu bulunduğu için pek tercih edilmez. Ancak, bu yaşlar sünnet için yine de kesin bir engel değildir. Bir çocukta sünnetsizliğe bağlı bir enfeksiyon gelişirse, sünnet için illa 6 yaş sonrası beklenmez. Psikiyatri uzmanları, çocuk olumsuz etkilenmesin diye 2-6 yaş arasında yapılacak sünnetlerin uyutularak, yani genel anestezi altında yapılmasını doğru bulurlar.
Toplumumuzda çocuklar çevresindeki yakınları ya da arkadaşları tarafından –şakayla bile olsa- sünnetle çok korkutulurlar. Bu nedenle, 6 yaşını geçse de çocukların korkusunun her gün giderek arttığını tecrübelerimizle görmekteyiz. Sekiz yaşındaki bir çocuğun sünnet korkusu bazen 5 yaşındakinden bile daha fazla olabilir. İleri yaşlara gelince sünnet edilen birçok çocuğun ailesine söylediği şu söz çok anlamlıdır: “Madem sünnet olacaktım, keşke ben hiçbir şey bilmezken, küçük yaşta iken sünnet ettirseydiniz”. Önemli olan, çocuklara karşı sünnetin bir
tehdit ve korkutma aracı olarak kullanılmamasıdır. Mesela çocuğa, pipisinin kesileceği değil, pipisinin ucunun açılacağı ve daha kolay çiş yapacağı söylenebilir.
Sünnet yeni doğmuş bebeklerde de uygulanan bir durumdur. Yenidoğan bebeğin vücut direnci ve bağışıklık sistemi yeterince gelişmemiştir. Kan şekeri kolaylıkla düşebilir. Tecrübeli olmayan kişilerce yapılan yenidoğan dönemi sünnetinin önemli ciddi komplikasyonlarla sonuçlanabileceği unutulmamalıdır.
Sünnet derisinin yapışıklığına tıpta fimozis diyoruz (FOTOĞRAF). Maalesef çok yapılan yanlışlardan biri, sünnet derisinin yapışıklığının elle masajla hatta bazen doktor tarafından aletle açılmaya çalışılmasıdır. Sünnet derisinin yapışıklığı tek başına zorunlu bir sünnet nedeni değildir. Çünkü bu yapışıklık çocuğun idrarını yapmasını engellemez. Ben meslek hayatım boyunca sünnet derisi yapışıklığı nedeniyle işeyemeyen bebek görmedim. Ancak, bu yapışıklık açılmaya çalışıldığında –yapışıklığı isterse uzman doktor açsın- penis derisinde olabilecek 1 mm uzunluğundaki bir yırtılma, işerken idrar teması ile çok şiddetli ağrıya yol açabilir. Ağrı, sanki çocuğun pipisinin ucuna asit dökülmüşçesine şiddetli olur. Bu şiddetli ağrıyı bir kez duyan çocuk çişini yapmak istemez, tutar. Hatta çocuk çişini saatlerce tutmak zorunda kalabilir. Bu nedenle sünnet derisi yapışıklığı kesinlikle açılmaya çalışılmamalıdır.
Sünnet derisinin yapışıklığı idrar yolu enfeksiyonuna yol açıyorsa ya da penisin ucunda (sünnet derisinde veya penis başında) iltihabi durum yaratıyorsa, o zaman bunun tedavisi sünnet derisinin açılması değil, sünnettir.
Bazen sünnet derisindeki yapışıklığı açma sırasında deri tamamen ters dönerek penisin başını kenarından çepeçevre sıkıca sarabilir (buna tıpta parafimozis diyoruz) (SAĞDAKİ FOTOĞRAF).Sıkma şiddetli ve uzun süreli olduğunda kanlanmanın bozulmasına ve penis ucunda morarmaya yol açabilir. Böyle bir durum gece yarısı bile olsa acil cerrahi işlem gerektirir. Sünnet yaptıran bir toplumda bunun tedavisi sünnettir. Acil sünnetin gerekli olduğu tek durum budur. Sünnet yaptırmayan toplumlarda tedavi ise bu sıkılığın kesilerek açılması ve ayrılmasıdır.
Unutulmamalıdır ki, sünnet acil bir işlem değildir. Bazı durumlar vardır ki, bu özelliklere sahip olan çocuklar sünnet edilmemelidir:
Sünnet edilecek çocuğun ateşli bir hastalığı, vücudunun herhangi bir yerinde enfeksiyonu, kansızlığı ya da kanında pıhtılaşma bozukluğu olmamalı, bu rahatsızlıkları düzeltilmeden sünnet edilmemelidir.
İdrar çıkış deliğinin penisin altında ya da üstünde olması, deliğin normalden çok geniş olması (mega meatus; balık ağzı gibi) (RESİM), peniste eğrilik, penisin torbaya (skrotuma) yapışık olması (penoskrotal füzyon) (RESİM) ya da penisin gömülü olması (RESİM) gibi doğuştan bozukluklar özellikle değerlendirilmelidir. Bu gibi bozuklukların düzeltilmesi –ameliyatı- sünnetle aynı seansta ya da sünnet öncesinde yapılır.
Tam sünnetin yapılacağı gün bir sürprizle karşılaşmamak için, sünnet edilecek çocuk mutlaka bu işlemi yapacak cerrah tarafından önceden muayene edilmelidir.
İdrar çıkış deliği penisin altında (hipospadias, yarım sünnetli, peygamber sünnetli olarak da adlandırılır) ya da üstünde (epispadias) olan çocuklar kesinlikle sünnet edilmemelidir. Bu çocukların idrar deliğini penisin ucuna getirmek üzere yapılacak olan ameliyatta sünnet derisi kullanılacaktır. Sünnet edilmiş bir çocukta bu bozuklukların düzeltilmesi hem çok daha zor olur hem de ameliyatın başarı şansı düşer. Hipospadiaslı çocuğun ameliyatı yapıldığında genellikle sünneti de aynı seansta yapılır.
Bazı çocukların penisi normalden çok küçük olabilir. Böyle bir penisin sünnet edilmesi –deneyimli ellerde bile- teknik olarak sıkıntılar yaratabileceği gibi, bu görüntü cinsiyet gelişim bozukluğuna bağlı bir durum da olabilir. Bu nedenle penisi çok küçük olan çocuklar öncelikle uzman doktor tarafından görülüp değerlendirilmelidir. Bir çocuğun dıştan görünen cinsel organ yapısında sizi huzursuz eden bir anormal görünüm varsa, bu çocuk sünnet edilmezden önce bir uzman hekim tarafından değerlendirilmelidir.
Sünnetin ideal yapılma yöntemi açık bir şekilde gerçekleştirilenidir. Böylece penis başının, idrar yolunun yaralanma riski sıfıra yaklaşır. Üstelik sünnet derisinin az mı ya da çok mu çıkarılacağına dair de genellikle sıkıntı olmaz. Kanayan damarlar tek tek tutulup bağlanır. Kalan deri penise düzgün bir şekilde dikilir (kendiliğinden eriyen dikişlerle). Biz uzman hekimler bu nedenle genellikle açık olarak –yani penisin başını ortaya çıkararak- sünnet yapmayı tercih ederiz. Ancak bu yöntem ciddi bir eğitim gerektirir. (FOTOĞRAF-SÜNNET SONU)
Dünyanın birçok yerinde çan şeklinde ya da daha değişik aletlerle (Gomco, Plastibell, Mogen...) sünnet derisi bir kıskaçla sıkıştırılıp kapalı yöntemle kesilmektedir. Özellikle kısa sürede çok sayıda yapılan toplu sünnet uygulamalarında bu yöntem çok benimsenmektedir. Tahmin edileceği gibi bu yöntemle sünnet çok daha kısa sürede gerçekleştirilmektedir. Bu yöntemin en büyük riski, kapalı olarak sünnet derisi kesilirken penisin başının (glans) da yanlışlıkla az ya da çok kesilmesi, hatta bazen tamamen kesilip çıkarılmasıdır. Şunu unutmamak gerekir ki, yanlış bir yöntemi uyguluyorsanız, ne kadar tecrübeli olursanız olun hata yapma riskiniz hiç de az değildir. Dünyanın en deneyimli cerrahlarının elinde bile böyle yaralanmalar olduğunu biliyoruz. Bu nedenle de, “giyotin yöntemi” dediğimiz bu uygulama şeklini biz çocuk cerrahları genellikle benimsemiyoruz.
Sünnet, herkesin bildiği gibi,
Bu iki yöntemin olumlu ve olumsuz yönleri şunlardır:
LOKAL ANESTEZİ ALTINDA YAPILAN SÜNNETİN
Olumlu yönleri:
Olumsuz yönleri:
Olumlu yönleri:
Olumsuz yönleri:
Sünnet hangi yöntemle yapılırsa yapılsın, sünnet sonrası bakım önemlidir. Aksi halde, yapışıklık, enfeksiyon, idrar deliğinde daralma gibi ciddi sorunlarla karşılaşılabilir.
Prof. Dr. Ünal Zorludemir
Çocuk Cerrahisi ve Çocuk Ürolojisi Uzmanı
Bu web sitesinde gezinme deneyiminizi geliştirmek için çerez kullanılır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek, çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.